31 Mayıs 2010 Pazartesi

İKİNCİ GÜN ADIYAMAN NEMRUT DAĞI









İlk günün sonunda Adıyaman a otelimize geçtik.Yemek sonrası odalarımızda dinlendik gece 2.30 da Nemrut yolculuğu başladı.Minibüslerle belli bir noktaya ulaşıp ordan yürüyüşe geçtik.Güneşin doğuşunu yakalamak için tempolu bir yürüyüş başladı.Montlarımız ,şallarımız üzerimizde son derece soğuk bir hava vardı,eldiven almadığıma yandım.Yükseklik arttıkça kalp atışlarım hızlandı,hafif bulantı başladı.Neyse arada dinlenerek zirveye ulaştık.Güneşin doğuşunu seytermek için pek çok insan beklemekteydi,biz de yerimizi alıp beklemey başladık,muhteşem bir doğuşu izledik.Arkasından da doğan güneşin altında Dağın üzerinde yer alan Timülüs ve heykelleri izledik.Nemrut Dağı 2150 metre yükseklikte,Komagene Kralı Antiochos'a ait Tümülüs ve kutsal alanlar mevcut,iki teras mevcut birinde güneş doğarken diğerinde de güneş batarken kullanılan dini törenlerin yapıldığı avlular bulunmakta,her iki avluda da dev heykeller yer alıyor,heykeller 1.Antiochos,Fortuna Kommagene,Zeus-oramastes,Apollon-Mithras,Herakles-Artagnes.Kartal ve aslan heykelleri de yer alıyor.

29 Mayıs 2010 Cumartesi

GÜNEYDOĞU ANADOLU GEZİSİ-GAZİANTEP











Sonunda yıllardır istediğim ama nedense bir türlü gerçekleştiremediğim geziyi yaptım.Gap Turu.Bankadan arkadaşlarımla 50 kişilik bir grup geziyi gerçekleştirdik.Cumartesi sabahı 3.5 da kalkıp Günay hn ı alıp servise yetişmem gerekiyordu,saat çalmış ama tekrar dalmışım Özler aradığında nasıl fırladım yataktan evden çıktım bilmiyorum.Neyse yakaladık servisi.Havaalanına giderken sabahın körü olmasına rağmen bir muhabbettir başladı.Atatürk Hava Limanından Gaziantep'e uçtuk,otele inmeden otobüsümüzle başladı gezimiz.İlk olarak güzel bir çay bahçesine gittik,çaylarımızı içip dinlendik.Gezimize Gaziantep müzesi ile başladık ,müzede Zeugmanın sembolü çingene kızını,mamut kemiklerini,savaş Tanrısı Mars heykeli,Fırat nehri taşlarından yapılan mozaikleri gördük,mozaikler Fırattan çıkan doğaltaşlarla yapılmış yıllar renklerini solduramamış.Müze çıkışı öğle yemeğini Aşiyan restaurantta yedik,ortaya farklı kebaplar söyleyip tatlarına baktık,önünden lahmacun,içli köfte ve gavurdağı salata,lezzetler mükemmeldi,kavurma kebabı ve altı ezmeliyi çok beğendim.Üzerine birer dilim baklavamızı yiyip,kahvelerimizi içtik.Gezi boyunca çok güzel lezzetler tattım.Tam benim ağız tadıma uygun acılı,ekşili yemeklere doydum.Gaziantep sokaklarını gördük,hanlarını gezdik,bakırcıları,baharatçıları(taze nane satan bir dükkanın önünde sözleşmiş gibi toplandık,öyle güzel kokuyordu ki,aldığımız naneler yol boyu otobüsü,valize koyanlarınsa kıyafetlerini kokuttu,zahter belki biliyorsunuz kekik,ben tazesini İstanbul Çiya da çok severek yiyorum,kurusunu çay olarak kullanıyorlarmış,oldukça iri kekik denemek üzere aldım,yaptığımda izlenimlerimi yazarım.)