25 Ağustos 2008 Pazartesi

ESKİ DOSTLAR

Geçen hafta sürpriz bir ziyaretçim vardı.Şube müdürünün odasında bir toplantıdaydım ki,Ebru beni dışarı çağırdı ve yıllardır görmediğim arkadaşım ''Seyhan''beni bekliyordu,sarmaş dolaş olduk,iş görüşmesine gelmiş ve beni atlamamış,bu facebook un faydası da bu oldu galiba,eski dostlarımıza kavuşmak,birlikte yemek yedik,eskilerden yenilerden hayattan,kızından konuştuk,yıllar geçse de dostluk böyle bir şey işte,hiç ara vermemiş gibi kaldığı yerden devam ediyor insan.Dostlara sahip çıkmak lazım,hayat akıp gidiyor,insan bunu yaşı ilerledikçe daha iyi anlıyor,bugün aramazsak belki yarın hiç yoktur bilmiyoruz ki,
okul yıllarına döndüm onunla,yurt hayatına,İstanbul'a geldiğim yıllara,ne kadar uzun zaman olmuş,4 sene aynı sınıfta ,aynı yurttaydık,birbirimizin ailesiydik,iyi günümüzde kötü günümüzde birlikteydik.Kızını görmek istiyorum ismi Ekin,en kısa zamanda ziyaretlerine gideceğim

24 Ağustos 2008 Pazar

ÇOK SICAK





Sıcaklardan bunalmış vaziyette kendimi eve kapattım,iki haftadır hafta sonu aktivitem bu oldu ,bu hafta biraz daha farklı olarak markete kadar gittim,gazete yumurta falan almaya ,ev serin mi derseniz hiç değil ama tembellik çöküyor bir uyku hali geldi mi gitmiyor,bir yandan da sıkıntıdan kendimi değişik bir şeyler denemeye verdim geçen hafta un helvası bu hafta krep ve limonata yaptım,sıcaklar hamaratlığa sebep oldu bende:)inanması güç geliyor.
Cuma akşamı fotoğraf kulübü gezisi vardı,bu sefer ki mekan Karaköy ve Galata Köprüsü'ydü,cuma günü öğleden sonra baya sıkıntılı işlerle uğraştım ve resmen içim daraldı,günün sonunda İstanbul'un güzelliklerine dalmak,insanların arasına karışmak çok dinlendirdi,bunu hep yapmalı,akşamları ve hafta sonları insan ruhunu dinlendirmeli,eğlendirmeli.Benim fotoğraf makinesi gece pek güzel çekmediği için asıl resimleri daha sonra ekleyeceğim,arkadaşın makinesinden almalıyım,ben konu mankeni olarak fotoğraflarda yer aldım,mısır alan,cevizci ile konuşan ,köprüde,Hülya ve Şevki Bey den toplamalıyım resimlerimi:)gezi bitiminde Galata köprüsü altında yemek yendi,biz yürüyerek Taksim e çıkıp,Hülya nın arkadaşı ile buluştuk,gecenin devamı bir sokak meyhanesinde tamamlandı,cumartesi akşamında da Moda iskelesinde oturduk,eski günlerimizi andık:)
Bu arada Deniz taksi gördük,bildiğimiz taksi gibi çağrılabiliyormuş ,bir kişide olsa 10 kişide ücreti sabit yani kalabalık binmek gayet avantajlı,ilk fırsatta deneyeceğiz,geyiğini yaptık,ben uçuşan elbiselerle binmek istiyorum :)
Özler gelecekti,Günay hn da gelecekmiş ben kalkıp biraz ortalığı toplayayım sonra da krep ve limonata yanına bir şeyler düşüneyim.Canım dostumla buluşacağım yarın,onu çok özledim,sanki burda olunca tüm sıkıntılarım geçiverecek gibi geliyor,o benim ilacım:)

20 Ağustos 2008 Çarşamba

HERKESE....

Bir gün ,
Çok bunalırsan
Denizin dibinde yosunlara takılmış gibi soluksuz...
Sakın unutma gökyüzüne bakmayı,
Gökyüzü senindir
Gökyüzü herkesindir.

16 Ağustos 2008 Cumartesi

SEVDALIM HAYAT


Zülfü Livaneli'nin hayat hikayesi,kendi kaleminden.1950 ler Türkiye'sinden günümüze uzanan bir yaşam,aydın olmanın cezalandırıldığı yıllar,şimdi de ne kadar farklı tartışılır tabi,çocukluğunda kitap okumasına önceleri sevinen ailesi,işin çığırından çıkması ile geceleri okumasını yasaklıyor ,ama küçük Zülfü yattığı somyanın altını okuma odasına çeviriyor,gizli bölmesinde sabaha kadar okumasını sürdürüyor,babasının bir doğumgününde hediye ettiği saz ise onun hayatına müziği sokuyor,Burhan Felek'in tanıştırdığı yaşlı bir dededen öğrendiği tekniğin müzik yaşamının yönünü değiştirdiğini söylüyor sanatçı.Hayatı müzikle,tutuklanmalar,koğuş günleri,salıverilmeler,yurt dışında geçen günler,yabancı şarkıcılarla verilen konserlerle dolu.Kitapları ve besteleri büyük kitlelere ulaşmış dünya çapında bir sanatçı.Zevkle okudum,ortaokul yıllarında ağbimin kasetleri ile tanıştığım sanatçının hayatını kendi kaleminden okumak büyük zevkti,bir süredir dinlemediğim şarkıları tekrar dinleme isteği ile doldum tatilde,


Bir gün ,
Çok bunalırsan
Denizin dibinde yosunlara takılmış gibi soluksuz...
Sakın unutma gökyüzüne bakmayı,
Gökyüzü senindir
Gökyüzü herkesindir.



Bir kıyıdan baktım dünyaya
Ellerimde tuz,avucumda sedef
Bir mavilik,bir açıklık
Özgürlük hasreti
Yüreğime vuruyor,
Nerede,nerede insanlar?


Tanıdık geceler,bildik kaygılar
Kentler köprüler uzayan yollar
Kendi düşlerinden yorgun bir ozan,
Direnir acıya tek başına