28 Haziran 2009 Pazar

MUCİZEVİ MANDARİN(ASLI ERDOĞAN)


Ankara yolculuklarımda otobüste ve sabaha karşı ağbilerimi beklerken gecenin ikisinden sabahın beşine Ankara otogarında kitaplarım bana eşlik etti,bir hafta sonu mesai yapıp tayin olmam nedeni ile eşyalarımı ve işlerimi toparlarken arkadaşım Aslı Erdoğan ın imza günü var gel gidelim kitap imzalatacağım diyince ben de hemen atladım,bloglarda kitapları ile ilgili çeşitli yorumlar okumuştum.Mucizevi Mandarin'i aldım ve imzalattım.Ankara yollarında okudum,değişik bir anlatımı var,hem bir çırpıda bitsin isteği veriyor,hem de daha yavaş okuyup hazmetmek,kelimeye dökmek zor.Aşk,mutluluk,mutsuzluk,gece yürüyüşleri...Kitaptan altını çizdiklerimden bazıları aşağıda,pek çokları da ben de.

Yazar ın bana yazıp imzaladığı ifade kitaptan bir cümle''Bir şehir içinde sevdiğiniz biri olunca yaşamaya başlar''Çok doğru değil mi,ben o yüzden bu şehirden gitmek istiyorum demek ki:)

''Şefkat bazen nasıl da ona en çok gereksinim duyanları paramparça ediyor''
''Sen umutsuzluğun ne olduğunu biliyor musun?Hiç bir kaçış olanağının kalmadığı,ölüm dahil bütün çıkışların kapalı olduğunu anladığın noktaya hiç vardın mı?''
''Seni nasıl böylesine hırpaladılar?Aşk sözcüğünü duyar duymaz karmakarışık korkulara kapılıp gitmene ,iki insanın birbirine an yakın olması gereken zamanlarda,uçuruma yuvarlanır gibi kendi içine dönmene,bakman istemen ve sorman gerektiğinde başını öne eğmene ,bedenin çıplakken kafanı yastıkların altına gömmene kim neden oldu?Senden neyi esirgediler?''
''Bir insan ne kadar kötü dövülürse dövülsün,içeriden ya da dışarıdan,bedeni ya da ruhu ne kadar incinmiş olursa olsun,yaşamı yeniden sevebilir.Yeter ki kafasını hep aynı duvarlara vurmaktan vazgeçsin.''
''Geçmişimi bir kabuktan sıyrılırcasına ırmağın öbür yakasında bıraktım.Geleceği de bütünüyle aklımdan çıkarmak,şu anın içinde sonsuzluğu bile düşünmeden yitip gitmek istiyorum.''
''Sıkı sıkı yapışabileceğim,bağlanabileceğim bir şeyler aramıştım sürekli.Yaşamı yaşamaya değer kılacak bir inanç,bir düşünce,bir insan olmalıydıbir yerlerde.Bir sokaktan diğerine ,bir kitaptan ötekine,bir bakıştan bir başka bakışa hep bu acınası saf tehlikeli inançla koştum durdum.Dünyayı adım adım kat ettim,gözüme ilişen her deliğe,çukura kovuğa ellerimi uzatıp karış karış aradım.Avuçlarımda bulduğum hep boşluktu,kader çizgilerimin arasındaki boşluk.Yaşamı bütünüyle ıskaladım.Mutsuzluğumun hiçbir ödülü,değeri,avuntusu olmadı,yalnızlığımla yaşamayı hiç öğrenemedim.''

YİNE YİNE YENİDEN

Bu aralar sağlık problemleri tayin derken günler akıp gitti,bugün evde kalıp öylesine tembellik yaptım,öğlene kadar uyandıkça tekrar uyudum,sonra kendime çay demledim,kahvaltımı yaptım,blogları okudum,yeğenimle konuştum,hatta tekrar uyudum.Babamın zatürre olması ve ardından ciğerinin su toplaması,hastanede geçen süreç hepimizi çok yıprattı,ardından çıkan fıtık problemi de üzerine tuz biber ekti,Allah beterinden saklasın diyoruz,çarşamba ameliyat olacak hayırlısıyla atlatacağız inşallah.Başka şehirlerde olmak gerçekten çok zorluyor şu anda beni. 5 yıldan sonra çalıştığım şubede değişti,yeni mekan ,yeni insanlar sudan çıkmış balığa döndüm.Ama huzurluyum,yeni baştan bir düzen kuruyorum heyecan verici.Boşuna dememişler tebdili mekanda ferahlık vardır diye.Sağolsun arkadaşlarım ve müşterilerimin çiçekleri ile bu haftayı mis kokular ve güzellikler içinde geçirdim ,gelen telefonlarla mutlu oldum,duygulandım.Tüm gününüzü o insanlarla geçiriyorsunuz ve iyisi kötüsüyle pek çok şey yaşıyorsunuz,ama arkamda iyilikler bıraktığımı görüyorum bu da bana huzur veriyor.
Yeni şubeye geçmeden bir hafta izin kullandım,Pınarcım gelmişti,iki gün onunla Bayramoğlundaki yazlıklarına gittim,ardından da Ankara'ya.Ailemle birlikte zaman geçirmek moral oldu bana da onlara da.
Cuma gecesi Pınar ,Edward,Didem,Arda ve Müjde ile Nevizadeye gittik,gecenin devamında 45 lik adında bir barda eski yeni parçalarla dansettik,çok eğlendim,dün gece de Edward bizi maltepe sahilde bir restaurantta ağırladı,her şey çok tadındaydı,güzel bir hafta sonu geçirdim,arkadaşımı uğurladım çabuk gelmesini dileyerek.