20 Aralık 2009 Pazar

EVİMDEN

Bana çok uzun gelen bir hafta sonu çalışma döneminden sonra bu hafta sonu çalışmamak çok güzeldi.Geçen hafta içi salondaki kalorifer peteği delinince buz gibi bir evde iki gece geçirdikten sonra cumartesi yeni peteğe kavuştum.Meğer banyo ve mutfaktaki petekler de hava yapmış ,onlarda elden geçti,ama kaloriferden boşalan o kara suları temizlemek için baya uğraştım,kaç zamandır eve elim değmiyordu,bu vesileyle elden geçti.Kendim için yeni yıl hediyesi olarak spor merkezine kaydoldum ve cumartesi yüzmeye gittim,harika bir duygu,son dönemde hareketsizlik yaşam tarzım haline gelmişti,ev,iş,hafta sonu gene iş,akşam evde yorgunluktan bayılmalar,akşamda Hülyacığım ve Ege bana geldiler,pizzalarımızı söyledik yanına peynir tabağı,patlıcan salatası ve şarabımız.Bilgisayardan fotoğraflarımızı düzenledik,müzik dinledik,sohbet ttik.Çok dinlendiriciydi.Bugün de evde olmanın tadını çıkardım,öğlene kadar güzel bir uyku,üzerine güzel bir omlet,bir çaydanlık çay,kahve derken akşamı ettim.Şimdi de yemeğim pişiyor ne keyif.Blogları okudum,yeni bloglar buluyorum ne güzel bir dünya burası.Kavak yellerini izlememiştim uzun zamandır,tekrarını izledim.Şimdi de okuma zamanı.İmkansızın Şarkısı beni bekliyor.

13 Aralık 2009 Pazar

BAYRAM











Bayramda sevgili dostum Pınarcığımın yanındaydım.Günler öncesinden hazırlıklar başladı,vizeyi biraz geç almamdan dolayı heyecan yaşandı derken uçuş günü geldi,sabah erkenden taksiye atlayıp havaalanının yolunu tuttum,Sabiha Gökçen sis içindeydi,her zaman olduğu gibi bayram nedeni ile çok kalabalıktı ve yeterli personel olmadığı için uçuşlar gecikmeli gerçekleşti.Amsterdam da Pınarcığım karşıladı.Çok güzel bir tatil geçirdim.İlk gece evde yemeğimizi yedik sohbet ettik,hasret giderdik,ertesi gün biraz geç kalktık,önce bayram kutlamalarımızı yaptıktan sonra Eindhoven merkeze indik,güzel bir kahvaltı,ardından mağazaları gezdik,çok çeşitli balsamic sirke,sos ve mutfak eşyaları olan bir dükkanda her şeyin tadına baktım,honeymustard sosumu buldum:)balsamic sirkemi ve tapas baharatımı aldım.Daha sonra hoş bir cafede kahvelerimizi ve tatlılarımızı yedik.Bu tatil güzel lezzetler tattığım,dostumun sıcaklığıyla dolu,bol kahveli bol sohbetli geçti,öylesine iyi geldi ki.Akşamında Edward bizi Belçika da daha önce oturdukları şehre yemeğe götürdü.Hafif yağış vardı ,ufak bir şehir ,gerek şehrin gerekse restaurantın ortamı eh yanında da yağmur,kırmızı şarap ortam çok hoştu,servisin biraz ağır olduğunu söylemişlerdi ama yemekler harikaydı,somon yedim,çok lezzetliydi.Ertesi gün erkenden Dusseldorf a doğru yola çıktık.Kerstmarkt denen yılbaşı nedeni ile hazırlanmış meydanları gezip,sıcak şarabımızı içtik(şarap içtiğiniz bardağınız sizde kalabiliyor,benim de yeşil bir bardağım oldu:)Çok şirin dükkanlar hazırlamışlar,bol resim çektim.En üstteki resimde Hollanda,Belçika ve Almanyanın ortasında kalan bir tepede çekildi.Bulunduğum nokta üç lke sınırlarının kesiştiği yermiş.Dolu dolu bir bayram tatili geçti,onların ocakta gelecek olmaları nedeni ile ayrılmak çok zorlamadı bizi.Dönüşte uçuş gene rötarlı gerçekleşti,uyudum bol,kitap okudum.Yalnız yolculuk da hiç fena değil,bol düşünecek vaktim oldu.

TEK VE TEK BAŞINA TÜRKAN(AYŞE KULİN)

Ayşe Kulin in kaleminden Türkan Saylan ın anlatımıyla hayatından kesitler okudum.Yakın arkadaşı ile mektuplaşmaları,evlilikleri,çocukları,yaşadığı dönemden kesitler ve insanlığa adanmış bir yaşam.Hayran olmamak ne mümkün,gözlerim dolarak bir çırpıda okudum.Cüzzamın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ortaya koyması ve mücadelesi,evleri tek tek dolaşarak tarama yapması,birlikte çalıştığı insanlara,öğrencilerine,insanlara karşı tavrı örnek alınası,imrenilesi bir yaşam.

''Bir doktorun tek arzusu hastasını sağlığa kavuşturmak ,yaşamını uzatmaktır.Ben bundan fazlasını yaptım,hastalarıma yaşam şartlarını da hazırladım,onlara iş ve aş buldum.Çocuklarına kanat gerdim,yoksul olmaları,çaresiz olmaları koşuluyla hiç ayrım yapmadan...Türk,Kürt,Süryani demeden kırsalın evlere hapsedilmiş kızlarına kapıları araladım,ışık tuttum yollarına.Beni hırpaladılar yerden yere vurdular ne gavurluğum kaldı ,ne kürtlüğüm,ne de komünistliğim,şu son aramayla da darbeci yerine kondum.Umurumda bile olmadı.Çünkü ben sadece yüreği insan sevgisiyle dolu bir hekimim.'' diyor Türkan Hoca kendini anlatırken.

Hepinize tavsiye ederim,Türkan Hocanın hayatının farklı yönlerine tanık olmak için...