26 Temmuz 2009 Pazar

KUMRAL ADA MAVİ TUNA(BUKET UZUNER)

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi 1998 roman ödülünü alan kitabı,okumam biraz uzun sürdü,kitabın kalınlığı nedeniyle yanımda taşıyamayınca arada iki kitap daha okundu.Kitapta Tuna,Ada,Aras ve Meriçten oluşan dörtlünün çocukluklarından başlayarak hikayeleri yer alıyor,eski Kuzguncuk,aileleri,Tuna nın Ada'yı hayatının merkezine koyması,ağbisi ile evleneceğini kabul ederek vazgeçemediği aşkı,
''Herkesin bir mucizesi vardır,benimki de o!''
''Onu ilk gördüğümde yaşantımda çok önemli bir yer tutacağını sezmiştim.Bu tıpkı,bir filmin daha ilk karesinden bütününü kavramak sonunu tahmin etmek gibi bir duyguydu.''
Nasıl da önemli Ada onun için,ulaşamasa da,Ada başkasına ait olsa da ,sadece onun iyi ve mutlu olması için her şeye katlanabilmek,özel ve zor bir duygu gerçekten.Gerçek aşk böyle bir şey mi acaba?Bu kadar saf mı?

Federico Fellini den bir alıntı var kitapta;
Biliyorum,biliyorum,biliyorum
Elli yaşında bir adamın
Elleri temizdir hep
Ve ben günde üç kez yıkarım ellerimi
Ama yalnız ellerimi kirli görünce
Hatırlıyorum
Çocuk olduğum günleri''

''Gözlerimi açtığımda Meriç'in bakışlarına çarptım.Korkuyla beni arıyordu yüzümde.Ah neden hepimiz bir şeyleri korkuyla bekleyerek geçiriyoruz yaşamlarımızı?...''

''Ada ne zaman nereye uçacağını bir tek kendi bilen özgür kumral bir kuş.Asla kanatları kırılmamalı,asla yönü sorulmamalı.Böylesi çok yakışır ona!''
Aşkın yanısıra bir iç savaş anlatılır kitapta,bu anlatının aslında Tuna nın kendi içinde yaşadığı bir iç savaş olduğuna karar verdim ama sonuna kadar netleşemedim,gerçekten bir iç savaş olma ihtimali nedir? Bu kısmı beni biraz yordu okurken,kitapla ilgili yorumlara baktım,bu kısım herkese göre farklı algılanmış sanki.

DEEP PURPLE

Geçen hafta Deep Purple konseri ile haftaya giriş yapıldı,bu sefer Üsküdar dan konser alanına giden tekneleri kullandık,gerçekten ulaşımı çok kolaylaştırıyor,benim grubu ilk dinlemelerim lisedeyken ağbimin kasetlerinden olmuştu,ağbim üniversitede ben ise halen küçük bir kasabada lise öğrencisi,Livaneli,Deep Purple,Iron Maiden ve diğerleri,ağbimle birlikte onları tanıdım.Konser alanına gidince de hemen onu aradım,orda o da olsun çok istedim,hatta konser sırasında telefon edip ona dinlettim:)Türkcell alana beyaz bir loca yapmış,biz de Hülya'nın azmi ile buraya kabul edildik gece boyu izzet ikram mükemmeldi,ama benim midem kötü olduğu için pek bir şey içemedim,Grup 2008 de 40.senesini kutlamış ve sahne performansları gerçekten izlenmeye değer.İstanbul'un güzelliği de burda işte ,gündüz iştesin,akşamında böylesine güzel bir konserde,yaşamak güzel kardeşim.Ian Gillan yalın ayak şarkılarını söyledi,yaşına göre performansı mükemmeldi(64 yaşındaymış)

18 Temmuz 2009 Cumartesi

MFÖ

Bu sabah yağmur var İstanbul'da ,gözlerim dolu dolu oluyor bilinmezliğe,anne sözü dinler gibi masum,ağladım bu sabah,günler dayanılmaz oldu,senden uzak olunca,martılar mahsun oldu onlar bile ağladılar,şarkılarda düşünmek seni bana getirmezki.....Dün akşam Kuruçeşme Arena da o güzel manzara altında Mfö şarkılarına doyduk.Az kalsın küçük bir kasa problemi nedeni ile gidemiyorduk,neyse bulundu da farklar bu güzelliği kaçırmadık.Sarı laleler,,Bodrum Bodrum,Güllerin içinden,Elegüne karşı yapayalnız derken gece güzel,şarkılar öyle,eşlik etmek güzel,keyfim yerine geldi.Dönüşte yeğenimle arkadaşının yanına Caddebostana gittim onlarla muhabbet ardından eve döndük,Cuma gecesi keyifli geçti,bugün kahvaltıya arkadaşıma gittim,bana beyaz peynirli omlet yaptı,balkonunda keyif yaptık,kahvemi içtim,muhabbet ettik,kitabımı okudum,gün içinde caddeye indik,hava oldukça sıcaktı ama dışarda olmak keyifliydi,yemeğimizi Cafe Crown da yedik,ben ordan hafta içi aldığım takımımı alıp D&R a damladım,yeni çıkan kitapları,dvd leri cd leri karıştırdım.İnci Aral ın üçleme şeklindeki kitaplarını cep kitap formunda basmışlar,ben üçlemenin ilkini aldım,Yeşil,okuyunca Mor ve Safran Sarı yı alayım diye düşünüyorum.Babam ve oğlum un dvd sini aldım arşivim için:)Eve gelince de hafif bir şekerleme,akşamında da bloglar ve okumalarla dolu bir gece.Hafta sonu güzel geçiyor.

16 Temmuz 2009 Perşembe

İstanbul-Alaplı-Ankara-İstanbul

Hafta sonunu gezgin edasıyla geçirdim,ruhum kuş gibi hafifledi:)Cuma akşamı küçük çaplı bir cehennemi andıran evimde,kah yerde halı üstünde(koltuklarımdan ateş çıkıyordu)kısmen de banyoda duşun altında olmak üzere zor bir gece geçirdikten sonra,sabah gözümü açtığımda arkadaşın düğününe gitmek amacıyla internetin başına oturup bilet arayışına girdim,neyse bir kaç başarısız aramanın ardından Alaplı ya gidiş dönüş biletini alıp,sırt çantamı toparladım ve doğru Canan toplantısına katıldım.15.30 da kalkan otobüsümle kitabımı okuyarak zevkle yolculuğuma başladım,yolları,yeşillikleri,denizi izledim,gezgin olmanın bana verdiği zevki nasıl oldu da atladım ve bu kadar zamandır kendimi İstanbul a kapattım diye hayıflandım,otobüste arkamdaki adamın kulağında kulaklık şarkı söylemesine yanımdaki arkadaşla birbirimize bakıp önce şaşırıp,arkasından da kahkahayı patlattık.Kahkahalar atan ufaklığın gülmesi benim minik yeğenimi hatırlattı,tarlalardaki korkulukları sevdim,dağların yeşilliğini,denizin maviliğini,akşama doğru Alaplıya varırken ,İstanbul a değil de Ankaraya dönmeye karar vermiştim,ilk iş biletimi değiştirdim.Düğünün olduğu otele vardım,bir oda gösterdiler güzelce hazırlandım,salona elimde sırt çantası indim:))Şubeden gelen arkadaşım ve eşiyle buluştum,Ufuk un ailesi bizi çok sıcak karşıladı,çok eğlendik,Tatlı Aş diye bir türküleri var ki çok hoşuma gitti,Rumeli Türkülerine benzettim.Düğün bitiminde ben de Ankara yollarına düştüm,sabah annemler çok şaşırdı,biraz uyuduktan sonra hasret giderdim.Akşam da tekrar İstanbul.Dolu dolu bir hafta sonu geçti,yorgun ama mutluydum.

5 Temmuz 2009 Pazar

Bin Muhteşem Güneş


Çarşambadan bu yana Ankarada'ydım,babamın fıtık ameliyatı hayırlısı ile atlatıldı,çok şükür artık daha iyi,ben de bugün İstanbul'a tekrar döndüm.Bu aralar hep Ankara da olasım var,rüyamda istifamı verdiğimi gördüm,herhalde bilinçaltım ailemin yanında olmak konusunda bastırıyor.2 saat süren bir ameliyat,ama hastanede bir gece yatırıyorlar.Fıtık bir kas yırtılmasıymış bu arada ve ihmal edilmemesi gereken bir şeymiş,bazen bağırsak bu yırtıktan çıkarmış ,o da bağırsağın o kısmının kangren olmasına neden olurmuş ve kesilmesi gerekirmiş,iyileşme süreci hızlı oluyor,ameliyatı da lokal anestezi ile gerçekleştiriyorlar.Neyse bu kadar doktorluk yapmak yeter:)
Salı günü İstanbul trafiğinin azizliğine uğrayarak 2 saat rötarlı olarak yolculuğa başlayabildim,beklemek ne kadar zor oluyor,neyse ondan sonrası rahat geçti yolculuğun.Yanıma Bin Muhteşem Güneş kitabını almıştım,cep kitaplarından,başta yadırgamıştım ama artık çok hoşuma gidiyor,taşıması çok kolay oluyor.
Daha önce Uçurtmayı Vurmasınlar kitabını okumuştum Khaled Hosseini 'nin.Bu kitaptaki anlatımı da muhteşemdi,babamın eve dönüşü ile keyfimiz yerine geldi,bir çırpıda okudum,çok duygu yüklü,Afganistan da yaşananlar ve bizim yaşamakta olduklarımız düşündürücü,bir gün benzer bir duruma uyanmak korkusu düştü içime,Kitap iki kadının çakışan hayat hikayesini anlatıyor,merhamet,aşk,savaş,kadının toplumdaki yeri çarpıcı bir şekilde işleniyor.Kitabı anneme ve babama bırakıp,okumalarını istedim.