14 Mart 2010 Pazar

EYVAH EYVAH


Cumartesi günü baya uzun yaşandı.Sabah 10.30 civarı işe gidildi,biraz toparlanma,yapılacakların planlanması,dosyaların kaldırılması,maillerin temizlenmesi derken saat beş oluvermiş,cuma akşamı yüzme dönüşü etli ekmek yememek için baya çaba göstermiştim,cmt öğlen yedim de rahatladım:)Çaylar,Türk kahvesi,sonrasında Kaan ın tatlı krizi ile bizim de dayanamamız sonucu sakızlı muhallebinin de gönlü kalmadı.Kızlarla çıkışta koruya gittik,ağaçların arasında yürüyüş yaptık,sonrasında kafesinde oturduk çay içip ısındık.Karnımız acıkmaya başlayınca Bağ pastanesine geçildi,keyfimiz yerindeydi,iş ortamında çok muhabbete zamanı olamıyor insanın ancak öğle yemeklerinde o da maksimum yarım saat.Keyifli bir akşam üstü oldu.
Akşama da sinema programı yapmıştık.Eyvah Eyvah'ı izledik.Çok eğlendim,özellikle ikinci yarıda gülmekten öksürük krizine tutuldum.Klarnet sesi ile duygulandım,babası ile karşılaşma sahnelerinde de gözyaşlarımı tutamadım,ama genelinde bol güldüm.Özellikle annesinin ölüm şeklini anlattığı sahne ve Firuzan ın fotoğraf çekim sahneleri ve birlikte yedikleri Risotto sahnesi beni dağıttı.Çıkışta barlar sokağında Barcod a takıldık,dans ettik,günün gecesi de böyle geçti işte,dolu dolu geçince uzun bir gün oldu.Bugün ancak öğlen kendime gelebildim,kahvaltı ve çay keyfi yapıyorum,bugün de evimde olmanın tadını çıkarıyorum.Huzur güzel şey kardeşim,huzurluyum.

Hiç yorum yok: